Haber

HÜDA PAR Sözcüsü: Gazze’deki Mücadele, Ümmetin Kutsallığını Koruma Mücadelesidir

Özgür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Yunus Emiroğlu, İsrail’in saldırdığı Gazze’de yaşanan olaylara ilişkin, “Orada verilen mücadele aslında ümmetin mukaddesatını koruma mücadelesidir. Çünkü ilk kıblemiz Mescid-i Haram’dır. Aksa, İslam dünyasının üçüncü Haram Şerifidir.” “Kudüs’tedir. Buranın kutsallığını korumak her Müslümanın görevidir.” söz konusu.

Partisinin Taşbaşı Kültür Merkezi’nde düzenlenen 2. Olağan İl Kongresi’nde konuşan Emiroğlu, aynı duygu ve duygularla bir kulağımızın dünyadan gelen seste, diğer kulağımızın ise Gazze’de olduğunu söyledi.

Filistin coğrafyasında, özellikle de Gazze’de yaşananların, aslında sadece 7 Ekim Mescid-i Aksa Tufanı Harekatı ile başlayan bir süreç olmadığına işaret eden Emiroğlu, “Bunu geçmişe götürdüğümüzde belki 1800’lü yıllara, ilk dönemlere dönüyoruz. 1900’ler, özellikle Sykes-Picot Anlaşması ve 1917’deki Balfour Deklarasyonu.” 14 Mayıs 1948’de ‘büyük felaket’ dediğimiz bu rezil rejimin sözde ilanıyla devam eden ve 1948’den bu yana 75 yıldır kesintisiz, sistemli bir şekilde devam eden bir katliam ve soykırım sürecinden bahsediyoruz. Dolayısıyla mesele şu ki, bugünün meselesi değil.” dedi.

Emiroğlu, Filistin’de kadınların, çocukların ve yaşlıların bir şekilde öldürüldüğünü, mahrum bırakıldığını ve sosyal hayattan izole edildiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Topluca açık hava hapishanesine dönüştürülen Gazze’de, Filistin coğrafyamızın diğer yerlerinde, Batı Şeria’da ve diğer bölgelerde zor şartlar altında hayata tutunmaya çalışan bir halktan bahsediyoruz. Bu kardeşlerimiz bir asırdır bu kuşatmayla karşı karşıyalar.Biliyorsunuz 2006’dan bu yana Gazze’nin üzerinde havadan, karadan ve denizden abluka var.Havadan giremezsiniz, denizden ulaşamazsınız. Karadan kesinlikle giremiyorsunuz, 45 kilometre uzunluğunda, yaklaşık 10 kilometre genişliğinde bir kara modülünden bahsediyorum.

2,5 milyon insan orada yaşam mücadelesi veriyor. Neden? Nedenini anladığımızda konuyu da anlayacağız. Bu sorun sadece bir avuç toprağı korumakla ilgili değil. Bu sorunun çevresini bereketlendirdiği bir coğrafyadan bahsediyoruz. Yani Gazze, Kudüs, Filistin toprakları ve çevresini kapsayan bir coğrafyadan bahsediyoruz. Dolayısıyla mücadele sadece Hamas’ın, siyasi bir hareketin ya da örgütsel yapının var olma mücadelesi değildir. “Bu mücadele sadece Filistinli kardeşlerimizin işgal altındaki topraklarını koruma mücadelesi değildir.”

“Mescid-i Aksa’nın kutsallığını korumak her Müslümanın görevidir”

Bölgedeki mücadelenin tüm Müslümanları ve insanlığı ilgilendiren boyutları olduğunu ifade eden Emiroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Orada verilen mücadele aslında ümmetin mukaddesatını koruma mücadelesidir. Çünkü İslam aleminin ilk kıblesi olan üçüncü Haram-ı Şerifi Kudüs’teki Mescid-i Aksa’dadır. Kutsallığı korumak her Müslümanın görevidir. Maalesef bugün İslam aleminde 2 milyardan fazla insan işgal edilmiş, köleleştirilmiş durumda. “Yer altında bulunan Mescid-i Aksa ile ilgili kayda değer bir ses duyamıyoruz. Hiçbir adım atılamaz. Bu kardeşlerimiz sadece toprak mücadelesi vermiyor, aynı zamanda ümmet adına kutsallarımızı, oradaki kutsallarımızın mahremiyetini de korumaya çalışıyorlar.”

HÜDA PAR İl Lideri Mürsel Gülsarı’nın inancını tazelediği kongreye Refah Partisi Eskişehir İl Başkanı Osman Mandacı, Eskişehir İnsan Hak ve Özgürlükleri (İHH) İnsani Yardım Derneği Lideri Mehmet Hoş Aslan ve partililer katıldı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu