Anayasa Mahkemesi Önündeki Mesleki Nöbette Gözaltına Alınan Eğitim İş Genel Başkanı Özbay: “Neden Basına Kapattılar? Çünkü Yaptıkları Şey Bir Utanç”
Haber: DİLAN KUTLU – Kamera: AKSİYON LADİN DEĞER
Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun iptal talebinin görüşüldüğü Anayasa Mahkemesi önünde gözaltına alınan Eğitim-İş Genel Lideri Kadem Özbay, “Türkiye demokrasi tarihine bir utanç olarak geçti, bugünkü müdahale. Çok barışçıl bir eylemdi. Orantısız bir güç kullanıldı. Öğretmenler itildi, yumruk sallandı, tekme atıldı. Onlarca kişi yere yatırılıp ters kelepçe takıldı. Çünkü korkuyorlar. Basının görüntü almasını engellediler. Neden insanların görmesinden çekiniyorlar. Neden basına kapattılar? Çünkü yaptıkları şey bir utanç” dedi.
Anayasa Mahkemesi bugün CHP’nin Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun iptali talebini asıldan gündeme aldı. Öğretmenler, Anayasa Mahkemesi önünde “mesleki nöbet” tutmak istedi. Eğitim sendikalarının yöneticileri ve öğretmenler gözaltına alındı. Gözaltına alınıp, daha sonra hür bırakılan eğitimcilerden Eğitim-İş Genel Lideri Kadem Özbay, ANKA Haber Ajansı’na şunları söyledi:
“Türkiye demokrasi tarihine bir utanç olarak geçti, bugünkü müdahale. Çünkü öğretmenler kendi meslekleri ile ilgili konuda, Anayasa Mahkemesi’nde görüşülecek bir bahiste; nasıl okullarında nöbet tutuyorlarsa bugün de bir adalet, demokrasi ve mesleksel onur nöbeti tutmak istediler. Bu nöbeti de Anayasa Mahkemesi’nin çabucak önünde değil, karşısındaki bir parkta tutmak istediler. Kitlesel bir davet yok, orada pankart yok, orada slogan yok. Bu sırf bir mesleksel nöbettir dedik.
Çok barışçıl bir aksiyondu. Gücünü örgütünden alan sendikaların, temsili bir nöbetiydi lakin müsaade verilmedi. Orantısız bir güç kullanıldı. Öğretmenler itildi, yumruk sallandı, tekme atıldı. Onlarca kişi yere yatırılıp zıt kelepçe takıldı. Zira korkuyorlar.
Basının imaj almasını engellediler. Yaptıkları şeyin saygısızlık olduğunu, hukuksuz olduğunu biliyorlar. Neden insanların görmesinden çekiniyorlar. Neden basına kapattılar? Zira yaptıkları şey bir utanç. Tarihe bir utancın evrakı olacak bu. Onun da evrakını o müdahaleyi yapanlar onlara o talimatı verenler taşıyacak. Biz o müdahaleleri yapan çocuklarının da bir gün daha özgür bir ülkede yaşamaları için uğraş etmeye devam edeceğiz.
“MUKADDER BEYİN DURUMU ÇOK İYİ DEĞİL. ÇÜNKÜ HER EYLEMİ ADETA PROVOKE EDİYOR”
Ben bir sıhhat çalışanı değilim lakin öğretmen gözüyle şunu söyleyebilirim. Mukadder beyin durumu çok yeterli değil. Zira her hareketi adeta provoke ediyor. ya bir emniyet müdürü yardımcısı oradaki kitleyi gerecek telaffuzlar kullanır mı? Bir emniyet müdürü yardımcısı diyor ki, ‘Ben zaten kim olduğunu biliyorum’ diyor. Bu ne demektir? Elindeki güç ve otoriteyle bir nevi mobbing ve tehdittir. Yani asıl şovmen kendisi. Her harekette en önde olduğuna nazaran asıl şovmen kendisi. Biz öğretmenler görürüz. Derslerinde başarısız olan çocuklar bazen bu türlü yaramazlıklarıyla dikkat çekmeye çalışırlar. Lakin sanırım Mukadder beyin sorunu biraz daha üste yaranma sorunu.
“ANAYASA MAHKEMESİ’NİN TAM ÖNÜ FİLAN DEĞİL, PARK ORASI”
Bu ülkenin parkları bile insanlara yasak. Anayasa Mahkemesi’nin tam önü filan değil, park orası. Haksızlığın gücün yanında duruyorlar ama tarihle yargılanacaklar.”
CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya ise konuyla ilgili Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’den randevu almak istediğini lakin kendisine geri dönüşün yapılmadığını belirterek, “Siz öğretmenlerin lehine bir adım atın öğretmenlerin Mahmut hocası olun dedim” tabirlerini kullandı. Kaya konuşmasının devamında şunları söyledi:
“Ben bir öğretmen ve milletvekili olarak tüm öğretmenlerimden özür diliyorum. Ankara emniyetinin bu uygulamasından ötürü. Emniyet teşkilatından da özür diliyorum zira emniyet teşkilatına buyruk verenler o polisleri de akşam meskeninde çocuklarının yüzüne bakamayacak hale getirdiler. Eğitim Sen’in kadından sorumlu MYK üyesini ters kelepçeyle şiddet uygulayarak götürdüler. Ne yaptı bu öğretmenler? Öğretmenlik mesleğinin onuruna yakışır bir tablo istedi ve buna izin vermediler.
“MUKADDER AĞZI KÖPÜK SAÇARCASINA ÖĞRETMENLERE SALDIRIYOR”
İçişleri Bakanı kendi elemanına Mukadder’e talimat veriyor Mukadder de orada ağzı köpük saçarcasına öğretmenlere saldırıyor. Ulusal Eğitim Bakanı telefonu açıp İçişleri Bakanı’na ‘Öğretmenime dokunma’ demesi lazımdı.
“BİZ YÜRÜTMENİN DURDURULMASINI İSTİYORUZ”
Biz yürütmenin durdurulmasını istiyoruz. Çünkü 19 Kasım’da imtihan yapılacak. Bir de asıldan reddedilmesi… Ulusal Eğitim Bakanlığı’nın kendisi de bu kanundan rahatsız. Bakan kendisi de eksikliklerin olduğunu söylüyor. Sınav nerede yapılacak? Kim hangi sınava girecek? Gözetmen kim olacak? Bunların hiçbiri belli değil. ‘Bu imtihanı yapma, ertele’ diyoruz. Anayasa Mahkemesi’nden talebimiz de ‘önce yürütmeyi durdur daha sonra da esastan reddedersin’ diyoruz. Öğretmenlerin istemediği bir kanunu öğretmene çıkartamazsınız.”
